Belediye Başkanlığını Mehmet Murat Çalık’ın yaptığı Beylikdüzü’nde geleneksel Sevgi Barış Buluşmaları fuarı Cumhuriyetimizin 100 yıl dönümü kapsamında çok daha renkli geçti.
Fuarda en köşe taşı sayılan yerde standını açan LONCA Medya Bilgi çağında Kent Rehberi programını da tanıtdı. Kent Rehberi yazılım programı akıllı şehrin en önemli hayatımızı kolaylaştıran bize sınırsız zaman kazandıran anahtarlardan biri..
Lonca Medya kendi sektöründe Bilgi çağına uyumuyla ön saf sıralara kendini taşımış. Nurhayat Varol, Durbey Duran ortaklarının yanı sıra zengin değerli çalışanlardan oluşan Lonca Medya, Dijital ve Klasik medyanın tüm ögelerine sahip kuruluş..
Nedir? Dijital Medyanın Önemi…
Dijital medya, çevrimiçi olarak tükettiğimiz her şeyi kapsar. Dijital mobil cihazlar, tablet bilgisayarlar ve geleneksel bilgisayarlar aracılığıyla verilerin teknolojik arayüzler aracılığıyla, hedef kitleye ilgi çekici ve kullanışlı bir şekilde sunulmasını sağlayacak şekilde yayılmasıdır.
Dijital medya sektörü gelişiyor ve işletmeler, sektördeki yatırımlarını en üst düzeye çıkararak bu büyümeden yararlanmaya giderek daha fazla istekli oluyor.
Bu ihtiyaç, ister şirket markalarını tanıtmak için tasarlanmış web siteleri, ister gazete ve süreli yayınların dijital baskıları olsun, yeni materyallerin üretiminde sürekli iyileştirmeleri gerektirmektedir.
Özellikle dijital medyadaki teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak giderek artan sayıda insan Medya, Eğlence ve Bilgi hizmetlerine yönelik tercihlerini değiştiriyor.
Dahası, günlük yaşamlarımızda köklü değişiklikler yapılıyor. İnsanların birbirleriyle iletişim kurmasının ve ilişki kurmasının çok çeşitli yolları vardır. Duyularındaki ve psikolojilerindeki değişim dikkat çekicidir. Kişisel ve profesyonel yaşamın iç içe geçmesi ve anlık bilgiye olan talep nedeniyle bağlantı süreleri artıyor.
İnsanların dijital medyayla etkileşimlerinde güvenilip güvenilemeyeceği konusu giderek daha fazla ilgi görüyor. Genç nesillerin davranış değişikliğini teşvik ettiği yollar var, ancak aynı zamanda yaşlı nesillerin şaşırtıcı derecede kısa sürede "yetiştiği" yollar da var.
Ancak son yıllarda dijital pazarlamanın önemi önemli ölçüde değişti. Müşterilerin bir şirketi nasıl algıladığı temel hale geldi. Bir web sitesine ve dağınık bir Reklam kampanyasına sahip olmak artık işleri kesmiyor.
İş dünyasındasınız ancak etkili entegre dijital pazarlama teknikleriniz yok, değil mi? Bu nedenle zaman size karşıdır.
İnternet modern yaşamın her alanına yerleştikçe çevrimiçi reklamcılığın önemi giderek daha belirgin hale geliyor.
Bu şekilde önemini özetlediğimiz Dijital medyanın inovatif fikirlerle değerini artıran Lonca Medya habercilik yanı sıra her sektörün çözüm ortağı olmuş.
Ayrıca Lonca Medya destek verdiği Beylikdüzü Elazığlar Derneğinin Elazığ Gastronomisini tanıtım kapsamındaki çiğ Köfte partisi sunumuna Fuarda Lonca medya standında ev sahipliği yaptı.
Dernek Başkanı İş insanı Feyzi Özcan ve yönetim kurul üyelerince hazır yuğrulan çiğ köfteler Fuar ziyaretcilerine ikram edildi.
Fuarların önemi Nedir.
Eğlence ve sosyal fonksiyonlarının da katkısıyla yılın belirli zamanlarında geniş çevrelerden alıcı ve satıcıları alışveriş için bir araya getiren geleneksel fuarlar, ticaret tarihinin en renkli örnekleri arasında yer alıyor.
Günümüz geleneksel fuarların eski ihtişamlı ve prestijli günlerinden oldukça uzakta olduğuna şüphe yoktur. Bununla birlikte, gelişen ve gelişen perakende ticari faaliyetlerin henüz yaklaşamadığı ilçe çevrelerde geleneksel fuarlar önemli bir cazibe merkezi olmaya devam etmektedir.
Ayrıca, geleneksel fuarlar yerel ve geleneksel zenginliklerin tanıtılmasına aracılık ettiği gibi aynı zamanda yerel toplumun kültürel gelişimine de katkıda bulunmaktadır.
Mekansal ve zamansal bir dağılım düzeni sergileyen geleneksel fuarlar, birbirine bağlı bir şekilde bölgesel, hatta ulusal bir ticaret sistemi oluşturuyor.
İlçe fuarlarda Gurur duyulacak bir şey, Projelerini sergide görmek başlı başına bir ödül. Kazanmanın ve Kaybetmenin Önemini Öğretir. Bir Buluşma Yeridir. Herkes İçin Neşeyi Artırırlar. Hayatınızı Değiştirir. Yaşam Boyu Temel Becerileri Geliştirirler. Başkalarının ihtiyaçlarını kendinizinkilerin önüne koymayı öğretir.
Şu anda 2500’den faazla Öğrenci ve 250 civarında Hoca yetiştiren Cozmoenergetica uygulayıcısı ve Hocası Çağın Can ile Yönetim Kurul Başkanlığını Dina Mizrahi’nin yaptığı Taksim’deki Bilgi Paylaşım Merkezinde bir söyleşi gerçekleştirdik.
Enerji fışkıran verdiği, Dünya Sağlık Örgütünce (DSÖ) kabul görmüş bilimsel Cozmoenergetica kozmik enerjisiyle inanılmaz yetenekli Rusya’da eğitimini tamamlamış Dr. Petrov’un Kozmo Energetica okulun öğrencilerinden ve aktarıcılarından Çağın Can’a önce Cozmoenergetica’nın kurucusu Dr. Vladimir Alexander Petrov’u soruyoruz.
Dr. Vladimir Alexander Petrov, Özbek asıllı bir tıp doktoru. 1958’de Taşkent’te doğmuş. Üniversitede tıp eğitimi tamamladıktan sonra sadece bu alanda çalışmak istemediğini, doğal metotlar da kullanmak istediğini fark ediyor ve şamanik çalışmalarla diğer bazı yöntemleri bir arada kullanabileceği bir okul kuruyor: Moonlight School yani Ay Işığı Okulu... 80’li yıllarda Tien Şan dağlarında bir keşif gezisine çıkan Dr. Petrov, özel vortkes alanları (yüksek frekanslı enerjinin yoğunlaştığı alanlar) olan bu bölgede doğal frekansları keşfediyor ve denetlenmesi üzerine çalışmalara başlıyor. Burada başlayan fark edişini Dr. Petrov’un Kozmo Energetica, ülkemizde kullanılan adıyla Kozmik Enerji okulunu ve sistemini kuruyor.
Kozmik Enerji sistemi dahilinde neler yapıyorsunuz?
Kozmik enerji bir bilinç teknolojisidir. Zihinsel kapasitenin artırılması ile beraber insan potansiyelinin açıklanması, kendi doğamızı keşfederek kendi potansiyelimizi sahip çıkmamızı ve devamını getirmemizi sağlayan bir seminer dizisi. Bu seminerlerde insanların kendi hayatında ve çevresinde bir farkındalık yaratabilmesi(yaratabilecek kapasiteye ulaşması amaçlanır.
İnsanın frekansının yükselmesi ne demek?
İnsanların aura yani bioenerji alan ve parametreleri farklılık gösterir. Tüm insanlar kendi enerji alanları, kendi dalga titreşimleri ve kendi seviyesinde bilgi (enerji) alışverişinde bulunurlar.
Evrensel frekansları alıp sentezleyebilme yeteneği ve kapasitesi olarak da tanımlayabiliriz.
Kişinin kendi potansiyelini, zihinsel kapasitesini artırarak algıladığı üç boyutun ötesindeki boyutlarla da iletişimini farketmesi ve yönetebilmesi kendisine her alanda kolaylık sağlıyor.
Her insanın böyle bir potansiyeli var mı?
Evet, var.
Kendi frekansımızın durumunu fark edebilir miyiz?
Fark edebilir, yönlendirebilir ve en önemlisi dönüştürebiliriz.
Bütün insanlarda korku, şüphe ve problemler, ona uygun frekans dalga alanları ile bilinçaltında bulunmaktadır. Sürekli rezonansa karşılığa dek gelen dış dalga alanı hazır durumdadır.
Kendi alanında frekans aralıklarını değiştirerek, istenmeyen frekans spektrumu bantlarını temizleyebilir ve ona bağlı rezonansları ortadan kaldırabiliriz. O artık korku ve problem olmaktan çıkar.
Kendi enerji alan frekans aralıklarımızı nasıl değiştirebiliriz?
Arzuları ve duyguları, düşünceleri ve hisleri, eylemleri kontrol ederek. Bunların hepsinin sürekli değerlendirilmesi gerekir, gereksizleri yani bize hizmet etmeyenleri yok etmek ya da dönüştürmek gerekir. Başka bir deyişle, devamlı düşüncelerini kontrol etmeli,zihinsel alanı temizleyip gereksiz bilgi enerji alanlarını farkında olarak düzenleyebiliriz. Bunu nasıl yapabiliriz? İrade gücü ile. İrade insanlar için mükemmel bir araçtır. İradeye her zaman antrenman yaptırmak ve geliştirmek gerekir. Kim kendini geliştirmek istiyorsa, bu süreç hayatının bir parçası haline gelmelidir.
Zamanla bu süreç otomatik ve devamlı olarak işler.
Dr. Petrov 1983’te Kozmik enerji Okulu’nu kurmuş. Sonra neler oluyor? Tien-shan dağlarındaki keşif gezisinden sonra Kozmik Enerji Okulu’nu kuruyor. Frekansların denetlenmesi, skalaların oluşturulması 1994 yılına kadar devam ediyor. Bu sürede tamamen klinik ortamda araştırmalar yapıyor. Kişiler ve uygulayıcılar üzerindeki kısa ve uzun vadede etkilerini ve yaşadıkları değişimleri gözlemliyor, varsa yan etkilerin ortadan kaldırılması ile ilgili yöntemler geliştiriliyor ve dönüştürülüyor. Hazır olduğunda uygulayıcıları yetiştirmeye başlıyor. 1996’da kamuya ait bir tekstil fabrikasından davet alıyor. 38 bin işçinin çalıştığı bu fabrikada bir ilk oluyor. Dr. Petrov, devlette ilk kadrolu “şifacı” olarak görev alıyor ve tekniklerini uyguluyor. Fabrikanın verimliliğinde ve çalışanların yaşamlarında çok olumlu farklar yaşanıyor. Dr. Petrov da bu süreçte çok önemli gözlemler yapma şansı buluyor. 2000 yılında daha geniş kitlelere ulaşabilmek için Moskova’ya taşınıyor. Kozmik Enerji’nin içinde çok özel bir birim olan “Chutta Block”u incelemeye başlıyor. Çok özel bir sistem bu. Klasik Kozmik enerji eğitiminde 77 kanal kullanıyoruz. Chutta Blok ise kendi içinde 850 frekans içeriyor. Çok ciddi bir gücü ve önemli problemler üzerinde çalışma prensipleri var. Dr. Petrov 2002 yılında, kötüye kullanımını engellemek adına sistemin patentini alıyor.
Siz bu sistem ile ne zaman tanıştınız?
16 yaşındayken Dr. Petrov’un bir öğrencisinden eğitim almaya başladım, daha sonrasın da rusyada tüm seviyeleri tamamladım. Çok ciddi cevaplar sundu bana.
Tüm seviyelerle kastettiğiniz nedir?
kozmik enerji 8 seviyeden oluşan bir eğitim. Son seviye olan chutta seminerini türkiyeye ben getirdim. Şuan tüm seviyeler ülkemizde de mevcut.
16 yaşında bir gencin bu kadar derinleşecek nasıl soruları vardı?
Ben de hala soruyorum bunu kendime. Ciddi bir arayışım vardı, evrendeki konumumu bilmek istiyordum. İnsan mekanizması benim için hem çok mükemmel hem çok basitti.
Bunu anlamladırabilmeliydim. Tasavvuf ve ezoterik öğretilerle başladım araştırmaya. Ama hep bir şeyler eksik kaldı. Kozmik Enerji Okulu aracılığı ile evrendeki konumumuz, evrenle etkileşimimiz gibi konulara dair cevaplar buldum. Kozmik enerjinin bana hizmet ettiği nokta, bilimsel bir alt yapı ile desteklendiği için daha kolay anlamlandırabilmem oldu.
Bu okulun bilimsel alt yapısı nedir?
Dr. Petrov, akademik kimliğinden dolayı birçok alanda bilimsel bilgiye sahipti ve bunları beş bin yıllık kadim öğretilerle karşılaştırarak açıklamalar yapabiliyordu. Bunları seminerlerde anlatıyoruz. Enerjinin aslında bir bilgi olduğunu öğrenmek, hepimizin birer yazılım olduğunu fark etmek, yazılımları dönüştürdüğümüzü fark etmek bana çok basit şekillerde tanımlamalar getirdi.
Yazılımlarımız nasıl bozuluyor? Virüs mü giriyor?
Evet, virüs gibi dışarıdan gelen etkiler de olabilir, kişinin kendi yarattığı düşünce kalıpları, hisler, hareketler de olabilir.
Kozmik enerjinin yaptığı nedir burada?
Kişilerde ki deformatik artık ona hizmet etmeyen kayıtların temizlenerek, yerine yüksek titreşimli kişiye hizmet eden titreşimlerin oluşturulması.
Hayatımızda neleri değiştirebilir?
Kozmik enerji bütünsel bakış açısı ile bakar. Tek bir problem üzerinden iyileşmenin yeterli olmadığını savunur. Bir uygulamada tüm organ sistemi, tüm enerji bedenler, tüm çakra sistemi ile çalışarak kişiyi bütünsel olarak ele alır. Fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak her alanda kişinin sağlıklı titreşime gelerek, hayatın her alanında gelişip dönüşebilmesini amaçlar.
Birçok çalışma seçeneği var artık. Kozmik Enerji’nin farkı nedir?
Herkese hizmet eden bir bilgi var ve bütün bilgiler birbirinin yansıması. Benim evrende kendimi ifade edebileceğim en uygun yöntem Kozmik Enerji oldu. Yapılan uygulamarı açıklayabilen, sağlam temellere oturtan ve kişinin kişisel gelişimini dengeli bir biçimde anlamdırabilen bir disiplin.
Siz burada anladığım kadarı ile bir enerjiye aracılık yapıyorsunuz. Farklı isimler altında bu yapılıyor son yıllarda. Tehlikeli bir tarafı da yok mu?
Başka sistemler için bir şey diyemem ama kozmik enerji seminerinin sonuçları gözlemlenebilir ve önceden tahmin edilebilir olduğundan kişi sağlıklı bir şekilde, fiziksel varlığını onurlandırıp, kendini gelişime açabilir. Dr. Petrov, kolektif zihin teknolojisini kullanır. Bilgiyi hayatımıza katabilememiz için aktif araçlar sunar. Belli alıştırmalar ve deneyimler ile kişinin bunu elde etmesine izin verir. Böylece kişi sağlıklı bir şekilde kendini geliştirir.
Uygulayıcıya etkisi nedir?
Kozmik Enerji, temizlemek, korunmak ve bilgi üzerine bir metot. Bu nedenle uygulayıcılar da korunabiliyor. Bir korunma kalesi inşa edebiliyoruz. Danışanın enerji alanı ile etkileşime geçmediğimiz gibi kendimizi de iyileştirerek çıkarız çalışmadan.
Ne kadar süren bir eğitim?
3 günlük temel seminerlerle başlıyoruz. Bu seviye kişi ve çevresi için büyük açılımlar yaratır. Diğer seviyeleri tamamlamak için de farklı süreçler mevcut. Uygulamalar ise 30 dakika ile 60 dakika arası değişiyor. 12 uygulamalık kürler planlanmış olmakla birlikte kişiden kişiye değişebilir.
Hayatta frekansımızı en çok düşüren faktörler nelerdir? Kendimizi nasıl koruruz?
Kişinin kendinin farkında olması çok önemli. Kendine yabancılaşmak, kendini kabul etmekten uzaklaşmak günümüzde en sık karşılaştığım sıkıntılardan. Temel motivasyonlarımızı belirlememiz gerekiyor. Seminerlere, çalışmalara katılırken temel motivasyonumuz nedir? Sepette biraz daha renk olsun diye değil de, öğrendiklerimizi hayatımıza geçirebilmek çok önemli. Çok ciddi ve senelerce sır gibi saklanmış bilgiler günümüzde elimizdeyken sadece günlük hayatta dilimize pelesenk etmemek, bunları deneyimlemek önemli. Moda gibi görmemek lazım. Temel nokta daima gelişimde kalmak; kendimizi yargılamadan...
İnsanın potansiyelini kullanması nedir?
Sınırsızlığını kabul etmesi; her açıdan sınırsızlığını... Bu bir hayat ve hayat senaryosunun yazarı da yönetmeni de baş rol oyuncusu da biziz. Yaşadıklarımız bizim seçimimiz. Tabii ki dışarıdan etkiler geliyor ama burada evrenin etkileşimini iyi izlemek gerekiyor.
Evrende her şeyle ve herkesle her an etkileşim halindeyiz. Bunu keşfettiğimizde doyurucu bir süreç başlıyor. Evrenin bir programı var ve o program zaten işliyor. Bizim bu programı görmeye istekli olmamız lazım. Her şey zaten mükemmel bir noktada ilerliyor. 16 yaşında beni doyuran nokta evrenin mükemmelliğinden emin olmaktı. Her geçen gün biraz daha tanık oluyorum bu mükemmelliğe...
Sizlerin hayatında hiçbir sıkıntı yok sanılabiliyor. Eminim ki vardır. Peki sıkıntılı hallerin içinde eminliği korumayı başarabiliyor musunuz?
Yüksek titreşimli frekansın içinde her an kalamayabilirsiniz ama farkında olunca bunu yönetebilirsiniz. Bu sıkıntıyı senelerce üzerimizde taşıyacağımıza daha kolay çözümlemenin araçlarına sahip olabiliriz, merkezimize tekrar kolaylıkla dönebiliriz. Yaşamı mutlu bir şekilde deneyimlemek ve sahiplenmek de mümkün.
“Frekansım yükseldi, hayatımda bir daha sıkıntı olmayacak, her istediğim bana gelecek” fikrine ne dersiniz?
Olumlu düşünceler tabii ki yüksek titreşimi getirir. Ama temel deformasyonlardan, kısırdöngülerden özgürleşmek gerekiyor. Bulunduğunuz yaşa kadar biriktirdiğiniz duygular, düşünceler ve hareketler var. Bunları da dönüştürmek önemli. Kozmik Enerji bu anlamda kişiye evrim geçirten bir süreç. Duygusal, fiziksel ve zihinsel kapasiteyi artırıyor, direncini artırıyor.
Kozmik Enerjinin Uygulama Alanları Nelerdir?
Kozmik Enerji; iş teknolojisinde, jeoloji alanında, tarımda ve her türlü araştırmalarda
kullanılır. Ancak bu alanlarla da sınırlandırılamaz. Dr. Petrov'un ve onu takip
edenlerin odak noktası, insan potansiyelinin açıklanması, kişi tarafından bunun farkına
varılması ve potansiyel ortaya çıkarılarak kişinin dünyaya bakışının genişlemesi yoluyla
her alanda kullanılması olmuştur. Kozmik enerji kişide var olan ancak farkında olmadığı
bilgi ve gizli yaratıcı yeteneklerinin uyanmasına katkı sağlamayı amaçlar.
Kozmik enerji sistemindeki bugün itibarıyla tanımlanmış bulunan ve dalga etkisi yaratan frekanslar "kanal" olarak adlandırılır. Bu kanalların her biri değişik titreşim ve özelliklere
sahiptir.
Kanallar uygulandığında hem uygulanan hem de uygulayıcı için zaman içinde birikmiş negatif etkilerin temizlenmesi amaçlanır. Kişinin hayatında olumsuzluk yaratan negatif enerjileri ortadan kaldırılması mümkün olabilir. Bunun sonucunda ise kişi hayatının her alanında büyük değişim ve dönüşümler yaşayabilir. Bu yaklaşımı ile kozmik enerji Doğu felsefesi ve kadim bilgilere de uygun bir anlayıştır. Bu asırlardan gelen bilgilere uygun olarak kozmik enerji de insanı bir bütün olarak görür.
Söyleşi sonrası verdiği seansda inanılmaz bir rahatlama aldığıma tanıklık ederim..
Elbetde ben genel olarak aldım. Kişilerin düğümlenmiş blokajları kesinlikle çözüleceğine inandım.
1.nci Karar Toplantısını yapan, BDU- Uluslararsı İş insanları ve Diplomatlar Birliği, Türki Cumhuriyetler Projesi, topraklarında yaşayan, taşında toprağında hatıraları olan cedlerimizin ülkeleri ile olan ilgili proje tüm projelerin özetinide kapsıyor.
Türki Projesi Neden Önemli
Siyasetin engel olduğu idealist ilişkilerinin realist ilişkilere dönüşerek zayıflayan taraflarını, ancak kar amacı gütmeyen dernek kuruluşların, gönülden istekli fedakar vefalı üyelerin üstün çalışmalarıyla ivme kazandırabilir.
Küreselleşme hareketinin etkisi altında gerçekleşen, ekonomi başta olmak üzere hayatın ve kültürün yeniden biçimlenmesi, modernleşme sürecinin bir evresi olarak dünya düzeninin ortaya çıkmasına paralellikle Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerindeki ilişkiler, İletişim ve ulaşım teknolojilerinin de hızla artmasıyla birlikde başlamış olmuşdu.
Türkiye’nin; ortak dil, tarih ve kültürel bağlarının bulunduğu bu ülkelerle ilişkileri ve işbirliği birçok alanda ortak yarar temelinde hızla gelişmişti.
Türkiye bu ülkeleri ilk tanıyan ve büyükelçilik açan ülke olmuşdu. Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ile çok taraflı iş birliği içine girerken, ilişkilerinin idealist temelli milliyetçi bir yaklaşımla yeniden şekillendirmişdi.
Bilim, kültür, sanat, hukuk, siyaset ve iktisadi alanlarda dünyadaki bütün ülkelerin birbirine daha çok bağımlı hale gelmeleri sonucu küreselleşen bir dünyada tek başına rekabet edebilmenin güçlüğünü anlayan Türkiye ve Türki Cumhuriyetleri, diğer ülkeler gibi bir takım iş birliği içine girdiler…Türk Konseyi (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi) TÜRKSOY, TİKA, TÜRK-PA, Türk Akademisi,. Büyük Öğrenci Değişimi, vs. gibi.
Kazakistan’ın AGİT zirvesine ev sahipliğine, Azerbaycan’ın BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini üstlenmesine, Türkmenistan’ın daimi tarafsızlık statüsünün kabul görmesinde, Türkiye destek sağlamışdı.
Gerek,Kazakistan öncülüğünde güvenlik tesisi yolunda bir örgüt olan, Türkmenistan dışındaki bütün cumhuriyetlerin katıldığı, CICA. Gerekse Türkiye’nin öncülüğünde oluşturulan ve bütün Türk cumhuriyetlerin üye olduğu ECO (Economic Cooperation Organization) bu ilişkilerin devamıdır.
Ancak ilişkiler, Dış siyasi etkenlerle engellemelerle arzulanan seviyeye çıkamadı ve stratejik bir derinlik kazanamadı. Tüm zirvelerde dile getirilmesine rağmen “Türk Ortak Pazarı” gibi kurumsal bir yapıya dönüşemedi.
Elit üyeleriyle ve yeni katılım dinamikleri ile geniş bir alanda Türki ülkelerle sıcak dostluk ilişkilerle her konuda adımlar atmaya hazırlıklı, BDU 1.nci Karar Toplantısını Ortak Yaşam Vakfı mekanında gerçekleştirdi.
Başkanlığını Musa karademir’in yaptığı BDU Diplomatlar Birliği Karar Toplantısı son derece hiperaktif geçti. Başkan Musa karademir Genel bilgilendirme konuşmasıyla açılış yaptı. Genel sekreter Aslı Gültekin sunu gerçekleştirdi. Yönetim kurul üyesi Güney Ferhat Batı, bazı projelerin açıklamalarında bulundu.
Başkan Musa Karademir “ Diplomatlar Birliği vizyonu neden üstlendim? Neden başlangıç noktasıyla arkadaşlarla ya ben böyle bir konuşma içerisinde olmak istiyorum. Bu yaşamı oynayacağım, vermiş olduğu güveni vermiş olduğu inancın aslında bir tezahürü. Biz birlikte yola çıktık. Birlikte hareket edeceğiz.” Şeklinde birlik beraberliğin kuvvetli bağlar oluşturduğunu dile getirdi.
Aslı Gültekin . Burada niyetler çok güzel… Buradaki gruptan, seçkin gruptan da fark ettiğiniz üzere toplum önderlerini aramıza dahil ediyoruz.. Bunlar kimler ? İş insanları, siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar, topluma yön veren insanlar aramızda toplamak istiyoruz ki hep birlikte bir oluşumda güçlü olalım ve bu anlamda çok güçlü bir STK oluşumu gerçekleştirelim.
Sebep nedir? Aslında gelişmiş ülkelerde bir kişi birden fazla ortalama 8 STK ye üyesidir. Biz de bu STK yapılanmasını güçlendirmek istiyoruz. Çünkü gelişmiş bir ekonomiye sahip olmak istiyoruz..” sözlerin girişiyle gündemi, BDU yapısını, yapılan çalışmaları, gel,işmeleri, anlaşmaları özetledi.
Güney Ferhat Batı “Birinci Dünya savaşının tezahürü; Daha çok savaş sanayine doğru hızla evrildi. Nihayetinde ikinci dünya savaşıyla kaçınılmaz bir şekilde insanlık yüz yüze kaldı, ikinci dünya savaşı'nın sonuçları dünyamızı bambaşka bir evreye taşıdı.
Ve acı da olsa gözyaşı da olsa bizleri gerçeklerle yüzleşmemiz sağladı. Peki neydi bu gerçekler?
Bu gerçekler, savaşın ve çatışmaların son bulması dünyamızın bir büyük dünya savaşının bir daha yaşamaması için, özellikle soğuk savaşın çifte toplu dünyanın, sistemi 1990 başından sonra çöküşünden sonra çok taraflılık dediğimiz çok kutuplu bir dünyaya evrildi. Bu çok kutuplu dünya bildiğimiz işte küreselleşme… Bu bağlamda 21 yüzyılın getirdiği fırsatlar ve tehditler meydan okumalara bakıldığında göz önüne alındığında uluslararası sivil toplum kuruluşlarının öneminin daha fazla arttığını görmekteyiz.” STK önemine vurgu yaptı projeleri açıkladı.
TÜRKİYE-KIBRIS BİLİM IŞIK KÖPRÜSÜ Kıbrıs, ABD, İngiltere, Sri Lanka, Moldova, Hong Kong, Türkiye olmak üzere 7 ülkedeki kampüslerinde ek ücret ödemeden eğitim fırsatı tanıyan, büyümeye devam eden Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Türkiye ile bilim ağını örüyor. Yılın Başarılı Bilim Adamı kategorisinde; Yılın akademisyeni ödülüne layık görülen, Yılın akademisyeni seçilen, ‘‘Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri’’ başlıklı yeni kitabı henüz yayımlanan Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Uğur Özgöker Ana Vatan-Yavru Vatan bilim köprüsünü kurmaya devam ediyor. Yüksek seviyede eğitim düzeyi sağlama adına çok donanımlı birikimli engin tecrübeleriyle Prof. Dr. Uğur Özgöker çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bitlis- Eren Üniversitesi Rektörü, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi- KAÜ’yü ziyaret etti. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım ve beraberindeki heyet, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi’nin (KAÜ) Arabahmet Kampüsü, Osmanlı Kütüphanesi ve Dereboyu’ndaki Cloud Binasını ziyaret ederek incelemelerde bulundu. BEÜ Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım, KAÜ’nün Lefkoşa Surlariçi’nde çok önemli bir görev üstlendiğini, tarihe ışık tutan Osmanlı Kütüphanesi’nin yanı sıra Eğitim ve Araştırma Merkezi olarak yer alan Cloud binası ile de geleceğe hazırlandığını kaydetti. Prof. Dr. Yardım açıklamasında; KAÜ’deki tüm fakülte ve bölümlerin belirli bir amaç üzerine açılmış olduğunu, gelecek yıl Ziraat Fakültesi’nin kurulmasıyla Karpaz Yaşam Kampüsü’nün devreye girmesinin uygulamalı eğitimin önünü açacağını, akademik çalışma alanlarıyla ilgili sunum sonrasında ise muhtemel ortak proje olanakları ve makale çalışmaları hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunulduğunu söyledi. KAÜ Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker; ‘‘Bir şehir üniversitesi olarak Işıklar Şehri Lefkoşa’da yer alarak öğrencilerimize ‘tüm şehir, senin kampüsün’ diyoruz. Akademik ve kültürel etkinliklerin sürekli olduğu üniversitemizde kuram, uygulama ve sanatı iç içe yaşanıyor. Ayrıca Kıbrıs yerleşkesi dahil 7 ülkedeki kampüslerimize ek ücret ödemeksizin; ABD, İngiltere, Sri Lanka, Moldova, Hong Kong, Türkiye’den eğitimlerini alma fırsatı tanıyoruz. KAÜ’ye gelen öğrenciyi dünya insanı olarak mezun ediyoruz.’’ dedi. Otantik Kıbrıs Mimarisi özelliklerini taşıyan gitdikçe kampus alanı aynı dokulu binaları bünyesine katarak genişleten Kıbrıs Amerikan Üniversitesinin hedefleri çok büyük. KAÜ Amerikan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Oya Ertuğruloğlu, KAÜ Rektörü Prof. Dr. Özgöker’in yeni bölümler için Türkiye’den getirdiği Öğretim görevlileri ile görüşmeler yaptı. Görüşme, KAÜ Rektörü Prof. Dr. Özgöker’in, BEÜ Rektörü Prof. Dr. Yardım’a üniversite hediyeleri ve plaket takdim etmesiyle son buldu. yilmazparlar@yahoo.com
E-ticarette Temel; Yazılım.. Türk yazılım sektörüne adanmış bir ömür öyküsü Mehmet Önder.. E-İhracatı Geliştirme, yabancı e-ticaret platformlarıyla Türk üreticileri buluşturma amaçlı 26-27 Nisan 2018 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılan e-ihracat konferansında temeli oluşturan yazılım konularında başarılı, göze çarpan uyumsof standında Mehmet Önder ile söyleşi gerçekleştirdik.
Ülke ekonomisi açısından son derece önemli olan sınır ötesi ticaretin e-ticaretle büyük pazardan büyük pay alabilmek için sağlıklı yazılıma ihtiyaç var. E-ticarette en büyük sıkıntımız lojistik ve ödeme seçenekleri. Finansal alt yapıyı e-ticaret ile sağlıklı yönlendirebilmek. Öncelikle Mehmet Önder ile firması Uyumsoft, hakkında bilgi alıyoruz. 1996 yılında kurulduğunu, 6 farklı lokasyonda, yetenekli ve yenilik peşinde koşan dinamik ekibi ve ülke geneline yayılan 250’yi aşkın iş ortağıyla, 45 farklı sektördeki 6 bini aşkın firmaya yazılım ve danışmanlık hizmeti verdiğini öğreniyoruz. Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder 30 yılı aşkın süredir yazılım sektörü içinde olduğu söylüyor ve ilave ediyor. “Türk yazılım sektörüne adanmış bir ömür değilmi?” diye soruyor. Konuşmasına devam ediyor. “Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) yazılımlarını 10 farklı ülkeye ihraç ediyoruz. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde KOBİ’ler için pazara sunduğumuz bulut ürünü EkoTicari ve EkoHR’ı, bir dünya markası yapmak ve 4 kıtaya satmak için kolları sıvadık.” Şirketleri ticari yazılımlarıyla geleceğe hazırlayan Mehmet Önder, “İşimiz- gücümüz; ürün geliştirmek, taşarım yapmak ve dijital dünyaya yön vermek. Hizmet verdiğimiz yerli ve global firmaları, geleceğe hazırlıyoruz” şeklinde konuşmasıyla şirket misyon ve vizyonu söylemiş oluyor.
Söyleşi esnasında standı ziyaret edenlere Uyumsoft ekibi, Kurumsal Kaynak Planlama (ERP), ekoTicari ürün ailesi, iDönüşüm (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vd) uygulamaları ve kamuda hayata geçirdikleri projeler hakkında bilgiler verdiğini gözlemliyoruz. Türk yazılım sektörünün kendi markalarını çıkaracak ve dünyayla rekabet edebilecek bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olduğunu kaydeden Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder “Yetişmiş insan kaynağımızın yanı sıra, birçok alanda geliştirdiğimiz ürünlerimiz mevcuttur. Eğer, bunların üzerine, marka değerini ve pazarlamayı geliştirirsek, Türk yazılım sektörü dünyada söz sahibi olacaktır. Türkiye, genç ve yetişkin insan kaynağı ile üretken bir ülkedir. Bulunduğunuz coğrafyaya baktığımızda, Türkiye, Hindistan, Çin ve İsrail yazılımda söz sahibi olan ülkelerdir. Yazılımın ve bilişimin üssü bildiğiniz üzere Amerika’dır ve markalar yeni ürün anonslarını Amerika’dan yapıyorlar” dedi. Teknoparklara ilişkin sorumuza Mehmet Önder “Teknoparklar, çok doğru bir projedir. Buralarda, doğal bir kümelenme süreci, kendiliğinden oluşmaktadır. Nitekim, Teknoparklardaki firmaların, yaklaşık %70’i yazılım firmalarıdır. Eğer, firmalar arasında işbirliğini kapsayacak eko-sistemler oluşur ise; birlikte iş yapma, birlikte pazar inşa etme, birlikte inovasyon birliği, birlikte ortak ürün çıkarma gibi süreçlerin sonucunda, ortaya çıkacak yeni ürünler ile, Türk yazılım sektörü, global çapta başarılara imza atabilecektir. Özetle, Türk yazılım sektörü olarak kendi markalarımızla, dünyayla rekabet edecek bilgi birikimine ve tecrübeye sahibiz. Geliştirdiğimiz ve geliştirmekte olacağımız ürünlerin üzerine, eğe markalaşmayı ve pazarlamayı da eklersek, dünya pazarlarında söz sahibi olabiliriz” şeklinde cevap alıyoruz.
İnsan kaynağı yetenekli çalışan hakkında, Bilişim sektöründeki insan kaynağı ihtiyacının her geçen yıl artacağını anlatan Önder “Yazılım sektörünün sahip olduğu bilgi birikimi yüksek, deneyim ve tecrübeye sahip, bugüne kadar yüzlerce başarıya imza atan insan kaynağımız bulunuyor. Her geçen yıl, bilişim uzmanına olan ihtiyaç katlanarak artacağından, bilişim konusunda yüksek donanıma sahip gençler yetiştirmemiz gerekiyor. Gençler, sadece teorik eğitimle ders geçmek yerine; proje tabanlı ve özel sektör deneyimi edinerek mezun olurlar ise, iş dünyasına girdiklerinde başarılı projeler yapabileceklerdir. Özetle, teorinin yanı sıra, pratik de olmalıdır. Burada, Uyum Akademi’nin 10 yıldır hayata geçirmekte olduğu Uyum Akademi Yaz Staj okulu örnek bir model olarak çalıştırılabilir” gibi bilgiler verdi